2 Mayıs 2022 Pazartesi

Gilmore Girls




 Bu senenin en iyi -benim açımdan- dizisi. Gilmore Girls. Bu diziyi anlatmadan önce söylemeliyim ki bu dizinin yeri bende hep ayrı kalacak. Çünkü bu diziyi izlemeye başladığım zaman üniversite için şehirden ayrılmama bir hafta kalmıştı. Yani diziyi izlediğim zaman boyunca farklı bir şehirdeki odamda oturuyordum. Açıkçası son bölümlere geldiğimde bitmesin diye çok uğraştım. Sürekli başka şeyler izlemeye ya da izlerken bölümü yarıda bırakıp başka bir şey izlemeye yöneldim. Ama her güzel şeyin sonu gibi bu dizide bitti. İleri ki zamanlarda bu diziye tekrar başlar mıyım bilmiyorum. Başlarsam da bu bir iki sene sonra olur muhtemelen; daha izlemem gereken o kadar çok şeyi düşünürsek. 


Gelelim dizimizin konusuna. Bekar bir anne kızının günlük yaşamlarını konu alan bu dizi adeta dünya tek biz ikimiz sloganı üzerine yazılmış gibi. Genç yaşında kazara hamile kalan asi Lorelai Gilmore çocuğu doğduktan sonra evden ayrılır ve yeni doğan kızıyla birlikte kendisine bir hayat kurar. Tabi ki dizi bu kadar geçmişten başlamadığını söylemek gerekir. Dizinin pilot bölümü Lorelai'ın kızı Rory'in prestijli bir koleje kabul edilmesiyle başlıyor. Bu arada bahsetmem gereken güzel şeylerden birisi de Supernatural adlı dizide başrol oynayan Jared Padalecki'nin nasıl meşhur olmasını sağladığını ve gençliğinin ne kadar harika olduğunu görebilirsiniz. Bunların dışında dizideki her karakter ikonik özelliklere sahip. Belki de diziyi izleten şey Stars Hollow kasabasının birbirinden güzel, samimi ve özgün bir ortamının olmasıdır.




İkonik diye adlandırabileceğimiz şeylerden birisi de anne kızın kahveye olan bağımlılıkları. 7 sezon boyunca ikisinin içtiği kahve miktarı inanılmaz. insanların vücutlarının üçte ikisi suysa Gilmore kızlarınınki kahvedir. Gerçek hayatta o kadar çok kahve içen birilerinin olma olasılığı bence çok düşük. Zaten bu şekilde ki bir kahve içme miktarı insanı öldürmez süründürür nitelikte. Kahve aşkları bunla sınırlı kalmayıp sadece Luke'un dükkanından kahve içmeleri de ayrı bir takıntı.

İki bekar kadın olunca tabi ki konu elbet bir şekilde romantik ilişkilere de gelir. İkilinin ilk ve sonsuz aşklarının kahve olması dışında birçok problemli ilişkilerinin olması ve dikkat edilirse ikisinin de aynı hatalar yüzünden sürekli sorunlar yaşaması fazla şaşırtıcı değil. Tam gerçek manada doğru bir ilişki içine girdi dediğimiz anda saçma sapan bir neden yüzünden ayrılmalar olması biraz sinir bozucuydu. 



Dizi genel anlamda günlük yaşantılar üzerinden gidiyor bu yüzden sakin ve akıcı bir havası var. Eğer olaysız entrikasız bir yapım izlemek istiyorsanız en ideal dizi olabilir. Gerçek hayat üzerinden giden bu dizi olağan dışı şeylere asla yer vermiyor. Bu yüzden dizinin bölümleri birbirinden genel anlamda bağımsız ve istediğiniz zaman diziyi bıraksanız bile herhangi bir merak unsuru bırakmıyor kafanızda. Benim çoğu zaman yemek molalarında kafamı dağıtmak için izlediğim bir diziydi kendisi ki aynı zamanda sınav haftalarımda kafamı dağıtmama büyük bir yardımı dokundu. Bu tarz diziler 10 senede bir zor gelir. Açıkçası şuan bu paralellikte giden bir dizi arayışındayım ve gerçekten zorlanıyorum. Belki bir miktar sitcom tarzı diziler yerini tutabiliyor ama yine de aynı etkiyi bırakmıyor maalesef. 


Bu yapımı izlediğim süreci ele alırsak benim için tam bir kaos dönemi diyebiliriz(tamam biraz abattım). Ciddi anlamda bulunduğum konumdan aşırı bunalmış olduğum çok zaman oldu bu dönemde. Her şeye rağmen kendimi bırakmamak için fazlasıyla çabaladım. Bazen insanın hayatındaki değişikler fark edilmeyecek bir seviyede olsa da bazen de en ufak bir farklılık sizin gözünüzde çokça büyüyebiliyor. Ben bu durumu hala aşabilmiş değilim. Çünkü bu değişikliklere her gün bir yenisi ekleniyor. Yine de her şeye rağmen bu farklılıkların bir gün işime yarayacağını ya da en azından geriye baktığımda iyi ki yaşamışım bunları diyebileceğime inancım sonsuz.

Gel gelelim dizimize verdiğim değere. Bendeki etkisini bir yana bıraksam da gelmiş geçmiş en iyi dram dizisi olduğu için 10/10 vermezsem çok ayıp olur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Vicdanın Ölümü