19 Mayıs 2024 Pazar

Dönemsel Çıldırmalar



       Bütün okuyucularıma merhabalar. Uzun zamandır sohbet içerikli yazı paylaşmıyordum. İhtiyacım olmadığından değil. Bir şeyleri erteleme hastalığına kapıldım galiba. Sürekli bir şeyler yapmak isteyip hiçbirine başlayamıyorum. Bunun yanında
 birkaç ay sonra hayatımın 4 senelik bir döneminin kapanacağından mıdır bilmem aşırı gerginim şu sıralar. Hatta bu stres yüzünden sürekli odamda bağırmalarım arttı diyebilirim. Bu arada bağırmamı normal karşılamayanları görmek istemiyorum. Kime göre normal ya da anormal tartışmalarına da sonuna kadar açığım. 


       Bu sıralar 'gidik' diye bir kelime türemiş durumda. Kafası bozuk gibi bir şey. Sanırım bu dönemimi tanımlamak için uygun bir sözcük. Tam anlamıyla 'gidik kız' olmuş durumdayım. Gelecek kaygısı da bünyemde yer etmiş durumda. Bunun dışında da başka stres kaynakları da cabası. Uzun zamandır bu kadar strese maruz kalmamıştım sanırım. 


       Şu an diğer dönemlerden tek farkı dışarı yansıtma şeklim. Genelde duygularımı dışarı yansıtmayan bir insan olduğum için stresli dönemlerim hastalıklarla geçiyordu. Bu sefer farklı olarak deli rolünü oynuyorum. Artık ne olacaksa olsun modum var ve bu şekilde böyle bir dönemi çok rahat yönetebiliyorum. Bunu 25' imden sonra anlayabilmem biraz komik olsa da daha önümde çok yıllar olduğunu varsayarak zararın neresinden dönersek kârdır diyorum. Yine de halâ çoğu duyguyu kendime saklıyorum. Bazı alışkanlıklardan vazgeçmek çok zor. Sonuçta herkesin farklı baş etme stratejisi var bu konuda. Mesela yakından tanıdığım bir arkadaşım stresli zamanlarında insanlara çatmaktan ve bütün enerjisini karşısındakine boşaltmaktan bayağı bir hoşnut. başka bir tanıdığım ise kaplumbağaya dönüşüp tamamıyla kabuğuna çekildikten sonra yok olmuş gibi davranıyor. Sanırım çevremdeki en zıt iki baş etme bu şekilde. Daha fazla saçma yöntemler kullanan arkadaşlarım da var ama hepsinden bahsetmek biraz sıkıcı olabilir.


       Yine de eşsiz özelliklere sahip eşsiz insanlar iyi ki hayatımdalar. gerçekten onlar olmadan hayatım ne kadar sıkıcı olurdu tahmin edebiliyorum. Çünkü hayatımın bir döneminde sıfır arkadaşla da hayatta kalmaya çalıştım ve size şunu söyleyebilirim ki her ne kadar yalnız kalmayı sevsem de sonsuza kadar arkadaşlarımın olmadığı bir hayatta var olamazdım. Tartışsak da kavga da etsek bazılarından vazgeçemiyorum. E tabi hayatımdan silmek üzere olduklarım da var ama onlardan bahsetmek saçma olur. Çünkü belli bir süre sonra benim için hiç var olmamış daha doğrusu kötü bir deneyim olarak beynimdeki tozlu raflardan birine yer edinecekler.


       O zaman son söz olarak şöyle diyelim. Hayatınızda ne yaşıyorsanız veya yaşamak istiyorsanız bunu şeffaf bir şekilde, tereddütsüz paylaşabileceğiniz insanlarla mutlu bir ömür geçirmeniz dileğiyle...



Vicdanın Ölümü