24 Mart 2022 Perşembe

Memories of A Geisha/ Bir Geyşanın Anıları


 

Bu filmi izleyene kadar geyşaların seks işçisi olduğu düşüncesindeydim. Geyşa Japon kültüründe yer alan bir kelime. Kökeni 'gei' den türemektedir. Anlamı sanatçı olan bu kelime aslında geyşaların asıl mesleklerini daha iyi açıklıyor. Geyşalar bir dizi zorlu eğitimden geçip bu unvanı almaya hak kazanırlar. eğiti gören kızlara 'meiko' deniyor. Geyşalar erkekleri müşterileri eğlendirmek için şarkı söyler ve dans ederler ama müşterileriyle aralarında cinsel bir ilişki bulunmaz. Geyşalara benzeyen ve ' oiran' olarak anılan kadınlar ise seks işçisi olarak çalışırlar. Her ne kadar dış görünüşleri geyşalara benzese de onlara oranla daha gösterişli giyinirler.


Filmde iki küçük kız kardeşin babaları tarafından bir geyşa evine satılmasıyla başlıyor. Her ikisi de farklı evlere satıldığı için kardeşler bir süre birbirini göremezler. Küçük olan kardeş bulunduğu evdeki geyşanın ablasının yerini söylemesiyle onu bulur ve birlikte kaçma planı kurarlar ama küçük kardeş olan Chiyo vaktinde buluşma yerine gidemediği için ablasıyla birlikte gidemez. Kaçmaya çalıştığı için de evin sahibesi tarafından cezalandırılan Chiro geyşa okulundan alınır. İçten içe umutsuzluğa düşen Chiro'nun yanına gelen bir yabancı ona bir hayat amacı verir ve Chiro o yabancı için bu amaca sonuna kadar tutunur. Daha sonrasında ise küçük Chiro  yavaş yavaş olağanüstü  bir geyşa olan Sayuri' ye dönüşür.


Bir geyşanın sanatını ne kadar harika bir şekilde icra edebileceğini film boyunca ağzınız açık bir şekilde izleyebilirsiniz. Özellikle favori sahnem Sayuri'nin yapay karlar eşliğinde dans ettiği sahne, inanılmaz bir atmosfere sahip. İzlerken insanın büyülenmemesi imkansız. Bir insanın geyşa olabilmek için katlanması gereken acılar her ne kadar tuhaf gelse de kültür içinde gerekli olan şeyler olarak gösterilmiş. Acı olmadan güzellik de olmaz filmin mottosu olabilir. 


İzlerken hoşuma giden şeylerin yanında sevmediğim birkaç küçük detay vardı. Öncelikle beğendiğim şeyler; filmin mekanları, kullanılan kostümler olağanüstüydü. Gerçekten bütünsel olarak bakıldığında her şey birbiriyle uyumluydu. aynı zamanda film uzun olmasına rağmen sıkıldığım bir an bile olmadı. son derece akıcı ve zamanın hızlı ilerlemesi bunu sağlamış olabilir. sevmediğim detaylara gelirsek her ne kadar önemsiz olsa da; Japon kültüründen bir parçanın filmin konusu olmasına rağmen neredeyse bütün oyuncular Çin kökenliydi ve filmin dili İngilizce olması da aynı şekilde anlamsızdı. Tabi ki filmin yapımcıları ticari amaçla izlenme oranının yüksek olması için filmi İngilizce çektiklerini söylüyorlar( Gerçi filmin Amerikalı bir yazar olan Arthur GOLDEN tarafından yazılan bir romandan alındığını düşünürsek başından beridir yapımın İngilizce olması çok şaşırtıcı değil.


Kurgunun, mekanların, filmin işleyişi genel anlamda çok iyi olduğu için 9/10 'luk bir film diyebilirim. 

14 Mart 2022 Pazartesi

Hometown Cha-Cha-Cha



 Yaz sıcaklığı tadında bir yapımla herkese merhaba. Uzun zamandır yayınlanmasını beklediğim ama ilk bölümü yayınlanmasına rağmen bir türlü izleyemediğim bu harika dizi gerek oyuncuları gerek çekilen mekanları sayesinde aşırı samimi bir dizi olmuş. Dizi, karmaşık büyükşehirlerden bıkanlar için harika bir kaçış yolu. İnsanın izledikçe tası tarağı toplayıp deniz kenarı bir kasabaya yerleşesi geliyor. Her ne kadar büyük şehirleri sevsem de bazen her şeyi arkada bırakıp böyle bir yerlere taşınmak istiyorum. Günümüzde herkes her şeyi çok çabuk elde edip çok çabuk harcıyor. Bazen her şeyin olabilecek en yavaş haline dönmesini istiyorum bazen de bu yavaşlık beni boğuyor o zaman da ne kadar hızlı biterse bir şeyler o kadar rahatlıyorum.



Gel gelelim dizimize diş hekimi olan başrol kızımız çalıştığı klinikte patronunun etik olmayan yöntemlerle tedaviler uygulayıp gereksiz yere pahalı faturalar çıkararak gelen hastalardan yüklü miktarlarda para almasına dayanamayarak kavga eder ve istifasını verir. O akşam büyük bir umutsuzluğa düşen Hye-jin o akşam bilincini kaybedene kadar içer ve sabah kalktığında diş hekimleri topluluğunun sayfasına patronunu ifşa eden hakaret içerikli bir mesaj yazdığını fark eder. Bu yazdığı yazı yüzünden Hye-jin' i kimse işe almak istemez. Kısa bir süre işsiz olarak gezen Hye-jin annesinin doğum günü için çocukken ailecek gittikleri bir adaya gider. Orada birkaç talihsizlikle karşılaşır ve bir günlüğüne orada kalması gerekir. Bu süre içinde boş bir dükkan bulan Hye-jin orada bir klinik açmaya karar verir ve adaya taşınır.

Şehirli bir kız olduğu için adadaki kısıtlı imkanlar Hye-jin' i zorlasa da para kazanıp Seule geri dönmeyi hayal etmek onu ayakta tutar bu sırada da en yakın arkadaşı erkek arkadaşından ayrıldığı için şehirde onu bağlayan hiçbir şey kalmadığından Hhye-jin' nin yanında yardımcı olarak işe girer.

                                                     

                                 Dizi boyunca favorilerim bu üçlü


Dizinin deniz kenarında bir adada geçmesi uzun zamandır Kore dizisi izleyen benim için bir değişiklik oldu. Genel anlamda bir çok dizi Seul' de geçtiği için sürekli bir şehir ortamı görmek ve hep aynı mekanları izlemek bir süre sonra insanı sıkıyor. Bu açıdan dizinin mekan olarak çoğu Kore dizisine göre farklı olması bir artı. Bununla birlikte dizideki ada sakinlerinin aşırı samimi sempatik ve sevecen davranışları çok hoş. Dizideki spesifik karakterler diziye farklı bir tat katmış. Dizideki Du-sik adlı karakterin isveç çakısı gibi olan halleri en çok dikkat çeken şeylerden biri. Çünkü kendisinin 20' den fazla sertifikası var ve adanın  vazgeçilmez insanlarından birisi. 7' den 70' e herkesin yardımına koşan bir kahraman adeta. 


Dizi sakin olmasına rağmen izlerken asla sıkmıyor insanı. Eğer sakin, olaysız bir dizi izlemek isterseniz bu yapım harika bir tercih olabilir. 

8,5/10



Vicdanın Ölümü