Sosyalleşmeye Basit Bir Adım

      

        Şimdiki yazım şuan öğrenci olanlara ya da öğrenci olma potansiyeline sahip tatlı insanlara. Umarım bu yıl herkes hayalini kurduğu yaşama doğru büyük ve güzel bir adım atar. Pandemi dolayısıyla neredeyse bir buçuk yıldır hasret kalınan sosyalleşme imkanının sonuna kadar tadını çıkarabilir. Uzun zamandır insanlarla canlı bir şekilde iletişim kuramadığımız için çekingenlikler ya da fazla zorlama hareketlerde bulunabilirsiniz ama sakın üzülmeyin neredeyse çoğu insan sizinle aynı şeyleri hissetmekte. Elinizden geldiğince kendiniz olmaya ve insanların sizin hakkınızda neler düşündüğünü fazla kafaya takmamaya çalışın. Çünkü insanlar her zaman olumsuzluklara odaklanır yani siz ne yaparsanız yapın çevreniz sizinle ilgili hoşuna gitmeyen bir şey bulacaktır. Bu durum sizin için de geçerli. Burada önemli olan hoşlanmadığınız şeylerin aslında insanlar arasındaki güzel farklılıkları oluşturduğunu düşünüp karşınızdaki kişilere karşı saygı duymaya çalışmanızdır. İnanın ki bu şekilde düşünmeye başladığınızda sizde ve çevrenizde oluşan olumlu enerjiyi hissedeceksiniz. 

        Eğer bir toplum içinde yaşıyorsanız kesinlikle anlaşmazlıklar olması kaçınılmazdır. Herkes ve her şey sizin istediğiniz gibi ilerlemeyebilir. Bu gibi durumlarda mümkün olduğunca sakin kalıp empati yeteneğimizi konuşturmaya çalışalım. Eğer sakinlikten çok uzakta hissediyorsanız hemen o ortamdan uzaklaşıp sakinleşene kadar o kişiyle muhattap olmamaya çalışın daha sonrasında sakin kafayla sorunları çözmeye çalışmak en iyisidir çünkü sakin kafayla her şeyi daha düzgün şekilde düşünebilirsiniz. Sanırım yine olumsuzluklar üzerinde daha fazla durdum. O zaman birazda güzel şeylerden bahsedelim.

         Mesela farklı bir şehirde okuyacaklar için harika bir sene olabilir. Bulunduğunuz şehrin sokaklarında kaybolma fikri bile insanı heyecanlandırmaya yetiyor. Uzun zamandır ailenizle yaşıyorsanız büyük bir ihtimalle bir miktar gerginlik yaşayabilirsiniz ama bu durum sakın sizi olumsuzluklara sürüklemesin. Maceracı ruhunuzu ortaya çıkarın ve şehri keşfetmeye farklı insanlarla tanışmaya başlayın -tabi her zamanki tavsiyem fazla abartıya kaçmayın- ve en çok da kendinizi keşfedin. Farklı bir şehirdeyken kimse sizi tanımadığı için yavaş yavaş kendi benliğinizi keşfetmeye başlarsınız. Kaçınılmaz gerçeklerden biridir bu. Kendinizin ne kadar farkına varırsanız o kadar özgür hissedersiniz. Belki de en güzel kısmı da budur zaten.

        Aynı şehirde kalacaklar sakın mutsuzluğa kapılmasın, aynı şehirde kalmanın getirileri de çok fazla. Belki de en rahat olduğunuz bölgede farklı bir ortama girmeniz sizi daha rahat ve mutlu hissettirir. Aynı şehirde farklı topluluklarda bulunmaya başlayacaksınız ve yaşadığınız şehrin farklı köşelerini keşfedeceksiniz. Bulunduğunuz şehrin potansiyelinin ne kadar geniş olduğunu fark ederken bayağı şaşırabilirsiniz. 

Yolun Belirsizliği

   

  Bugünlerde herkeste bir karamsarlık havası hakim yada benim çevremdekiler için durum böyle. Herkes bir amaç doğrultusunda sürekli bir şeylerin peşinde koşuyor; ama çoğu kişinin gerçekte bir amacı yok. Günümüzün büyük bir sorunlarından birisi de zaten amaçsızca hayatımızda belki de hiçbir anlam ifade etmeyen bir şeylerin peşinde sürekli çırpınıp durmamız. E, hal böyle olunca da mutsuz olmamamız için hiçbir sebep yok. Dışarıdan bakıldığında herkesin bir şeylerle meşgul olması o kişilerin gerçekten de meşgul olduğu anlamına mı gelir yoksa asıl meşgul olması gereken işlerden kaçmaya çalışması anlamına mı? Tabi bunları yazarken kendimin de aynı hatayı yaptığından bahsetmezsem iki yüzlü konumuna düşerim. Aslında kaçmak yerine bizim için asıl önemli şeylerin peşinde koşup çabalasak belki de o sürekli ulaşmaya çalıştığımız, hepimizin şehir efsanesi gözüyle baktığı sonsuz mutluluğa ulaşabiliriz.(Tabi böyle bir şey gerçekten de varsa).

      Tamam biraz gerçekçi yaklaşmam gerekirse insanların hayattan beklediği ilk şey mutluluk değildir ya da öyle düşünmüyorlardır. Hayattan ne beklediğimizi kendimize sorarken ilk aklımıza gelen şey nedir acaba? Para, başarı, şöhret, iyi bir iş, sevgili, arkadaş... Bunların hepsi gerçek hayallerdir. Bu konuda asla tartışmaya girmem; ama bu hayallerin asıl amacı ne? Bunu kendinize hiç sordunuz mu? Dünyadaki bu kadar çok filozofun sürekli tartıştığı konunun mutluluk olması sadece tesadüf mü? Bence herkes hayattan farklı şeyler istese de asıl amaç mutlu olmaktır. Herkesin bir amaç doğrultusunda yaptığı şeylerin sonunda mutluluğu getirmesini ister. Çoğu insan bu durumun farkında olmaksızın yapar bunu bazılarıysa tek amacının mutlu olmak olduğu bilincinde devam eder hayatına ama sonuç her zaman aynıdır: İnsan mutlu olmak ister hayatında. Şu anda asıl önemli olan şey; bu durumun farkında olmak, hayattan gerçekten ne istediğimizi bilir şekilde yolumuza devam etmek ve sonuç ne olursa olsun mutluluk yolunda her şey mübahtır deyip- her şey mübahtır derken başkalarının hayatını mahvetmeden- sonuna kadar gitmek.

      Bir dost tavsiyesi: Mümkün olduğunca yolun sonuna değil yolculuğa odaklanmaya çalışın emin olun bu sizi olabilecek en iyi yere götürmenin tek seçeneği.