Büyük küçük demeden herkesin ağzında olan anime: Demon Slayer. Genellikle ne zaman bir yapım popülerleşse, internetin bitki örtüsü haline gelse o yapımı uzun bir süre boyunca izleyemiyorum. Bu durumda sanırım etrafın konuşmaları ve yapımın heyecanını kaçırmaları büyük bir önem teşkil ediyor. Bununla beraber sürekli spoiler yemem de cabası. Her ne kadar elimden geldiğince bu konuşmalara dahil olmamaya çalışsam da bir şekilde hazin son gerçekleşiyor. Sırf bu yüzden kaç tane filmi vizyona girdikten seneler seneler sonra izledim hatırlamıyorum. İşin ilginç yanı bu animeyle ilgili konusu dışında hiçbir şey bilmiyor oluşum. Artık kendimi ne kadar sakındıysam herhangi bir yerden asla spoiler yemedim. Bu benim için büyük bir başarı.
Çoğunlukla izlediğim anime türleri vahşet içerikli olanlardan yana oluyor. Çoğu insan kan görmekten ne kadar rahatsız oluyorsa benim için bu durum tam tersi. Bu durum beni her ne kadar bir psikopat gibi gösterse de gerçek bu. Bu yüzden bu animede de savaş sahnelerinde vahşet aradım desem yalan olmaz. Savaş sahnelerinde kandan çok efektler daha dikkat çekici çizilmişlerdi. Özellikle katanaları savururken oluşan o su dalgaları Katsushika HOKUSAİ' nin Kanagawa' daki Büyük Dalga resmine benzettim. Karakter çizimleri de basit çizimler gibi gözükse de gayet hoştu. Yani her animenin kendine has bir çizimi olduğunu düşünürsek ama iblislerin çizimleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim sanki onlar daha detaylı özenli çizilmişler gibi geldi ya da ben öyle düşünüyorum.
Animenin ilk bölümleri biraz asıl konuya geçiş gibi işlenmiş olsa da sürükleyiciydi. Her bölümde farklı bir iblisle savaşlarını içerse de bazıları bir kaç bölüm sürdü. Özellikle benim favorim olan örümceğimsi iblis ailesi bir kaç bölümden oluşsa da en çok beğendiğim kısım oldu.
Animede kendi açımdan eksik bir şey illaki arayacak olursam bu sanırım Nezukonun bir sene boyunca uyuması olur(!) Bunun dışında her şey olması gerektiği gibiydi.
8,5/10
2.sezonu ne zamana yazarsın
YanıtlaSil