18 Kasım 2023 Cumartesi

Last Night in Soho


 Soğuk bir kasım gününden herkese merhaba. Vizelerimin başlayacak olmasından dolayı sürekli ders çalışmaktan artık sıkıldığım bir dönemdeyim. Eğer benim yazılarımı sürekli takip ediyorsanız sınav haftalarında daha fazla aktif olduğumu fark etmişsinizdir. Bu durumu ben genellikle ders çalışmamak için her bahaneyi aramak olarak adlandırabilirim ya da ders çalışma ortamlarına girdiğimde dikkatim o kadar çok dağılıyor ki toplayana kadar boş boş durmamak için yazı yazmayı tercih ediyorum da diyebiliriz. Ben genellikle ikinci tercihten yanayım. Her defa belki kütüphanede daha iyi ders çalışabilirim diye gelmeme rağmen asla verimli çalışabildiğimi düşünmüyorum. Belki sadece KPSS sınavına çalışırken verimli zaman harcayabiliyorum ama konu bölüm derslerime gelince bu pek de mümkün olmuyor. 

Bu kadar yoğunluk arasında gün içinde fazla kendime vakit ayıramadığım için akşamlarımı genellikle film izlemeye ayırıyorum artık. Geçen senelerde boş olduğum her vakit bir şeyler izleyebilen ben bu sene bunu gerçekleştiremiyorum. Bu durumun nedenini bulamasam da hala sinir bozuculuğunu koruyor benim için. 


Last Night in Soho da akşamları vakit geçirmek için izleyebileceğiniz yapımlardan. Öncelikle bu filmle ilgili olarak şunu söyleyebilirim ki vizyona girmesini aylar önceden beklediğim vizyona girdiğinde de asla fırsat bulup gidemediğim bir film. Başrol oyuncularından Matt Smith'i Doctor Who dizisine karşı olan hayranlığımdan dolayı yakından takip ediyorum. Kendisinin oyunculuğunu son derece beğeniyorum. Özellikle son zamanlarda kötü karakterlere hayat vermesi de aşırı yakıştırdığım bir durum. Yani film çok kötü olsaydı bile Sadece Matt Smith'in kötü karakterini görmek için izlerdim ki bu filme de kötü demek biraz acımasızlık olur.


Filmde bir moda tasarım bölümünü kazanan Eloise'in okumak için Londra'ya gitmesi konu alınıyor. Genç yaşta annesinin intihar etmesinden sonra psikolojik açıdan sıkıntılar yaşayan El Londra'da kaldığı öğrenci yurdundan çıkıp kendisine Soho'da bir oda kiralar. 



Her akşam tanımadığı bir kızın hayatını yaşamaya başlayan El ilk başlarda eğlenceli olan bu yolculuğun gitgide karanlık yüzüyle tanışmaya başlaması kendi hayatını da alt üst etmesiyle bambaşka bir seviyeye götürüyor durumu.


Film hakkında ilk başlarda çok fazla beklentim olduğu için biraz sınırın altında kaldı diyebilirim. özellikle filmin sonuna doğru o kadar saçmaladılar ki bir an önce bitsin demeye başladım. Yine de izlenmeyecek kadar kötü bir film değil. Özellikle sahneler arasındaki dinamik etkileşim harika. Ayrıca oyunculuklar da müthiş bu yüzden kesinlikle şans verilmesi gereken bir film kendisi.

Puanım 7/10.

12 Kasım 2023 Pazar

Yaratılan


 

Herkese merhaba. Kış ayına girmemizle birlikte kış havasının hakim olduğu dizilere öncelik vermeye başlıyoruz yavaş yavaş. Her sene bu ay içinde izlediğim Kasımda Aşk Başkadır filmini izleme şerefine nail olamasam da vizelerimden sonra aklımda olan planlarımdan birisi. bunun dışında bir kaç izleyeceğim dizi de hazır diyebilirim. sırf atmosferi yüzünden bazı yapımların mevsimlerini bekleme gibi bir huyum var. Şansıma bugün ki asıl bahsetmek istediğim dizi olan Yaratılan dizisi de tam bu zamanlarda vizyona girmesi çok iyi oldu. beklememe gerek kalmadan hemen izleyebildim.


Bu dizi galiba bloğumdaki ilk Türk yapımı diyebilirim. genelde çevremin de bildiği gibi fazla Türk yapımı izlemiyorum. Bu durum kesinlikle yabancı özentiliği olarak algılanmasın sadece güncel Türk yapımlarında benim izlemekten keyif aldığım konular ele alınmıyor. Sizin de bildiğiniz gibi uzun süredir psikolojik travma konuları gündemdeki bütün yayınları ele geçirmiş durumda. İnsanların hayatlarında yeterince sıkıntı yokmuş gibi bir de kafa dağıtmak için izleyecekleri bütün yapımların da daha büyük travmalara konu olması insanları bu konularda bilinçlendirmek yerine daha çok tetiklenmelerine sebep olduğunu düşünüyorum. 


Dizimize gelirsek kendisi Frankeinstein ya da Modern Prometheus kitabından esinlenilmiş. Bu yaz kitabını okuduğum için ayrı bir merakla izledim yapımı. öncelikle kitabı okuyanlar varsa içinizde birebir aynı hikayeyi beklemeyin dediğim gibi kitabın kurgusunu sadece ilham olarak almış senaryo. 



Dizinin atmosferi gotik tarzda olması en çok hoşuma giden kısımlarından birisi. Bunun dışında hikayenin Osmanlı döneminde geçmesi de güzel bir ayrıntı olmuş. Diziyi izlerken yerli yapım Tim BURTON çalışmalarını izliyormuş gibi hissedebilirsiniz. Oyunculuklara gelince bazı sahneler fazla tiyatral gelebilir. Açıkçası bu özellik beni çok rahatsız etmedi ama bazı kesimin hoşuna gitmeyebilir. 

Dizinin konusundan genel anlamda bahsettim ama detaylı şekilde nelerden bahsettiğini anlatmak istemiyorum çünkü bence herkes Frankeinstein' nın hikayesini az çok biliyordur. Sadece tavsiye olarak ilk başta romanını okumanızı isteyebilirim. Böylelikle diziye farklı bir bakış açısıyla bakabilirsiniz. 

Dizi her anlamda beni içine çeken bir atmosfere sahip olsa da gerçek anlamda en beğendiğim kısım final bölümündeki son sahnedeki hikaye anlatımıydı.

Diziye puanım 9/10.

Vicdanın Ölümü